Peygamber Efendimiz 

 

   Peygamberlerin sonuncusu Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'dir. Ondan sonra bir daha peygamber gelmemiş ve gelmeyecektir.

   Hz. Muhammed (s.a.s.) M.S. 571 yılında kâinatın iman beşiği Mekke'de dünyaya gelmiştir. Babasının adı Abdullah, annesinin adı Âmine'dir.

   Peygamber Efendimiz yetim olarak dünyaya gelmiştir. Çünkü doğduğu vakit babası vefat etmiş bulunuyordu.

   Dedesi Abdulmuttalib O'na "Muhammed" adını verdi. Annesi ise O'na "Ahmed" dedi. Sütannesinin ismi Halime'dir. Peygamber Efendimiz 6 yaşında iken annesini kaybetti. Kendisini önce dedesi Abdulmuttalip, daha sonra da amcası Ebû Tâlib himaye etti.

   Hz. Peygamber (s.a.s.) 25 yaşına gelince, Mekke'nin asil ve zengin hanımlarından Hz. Hatice validemiz ile evlendi. Hz. Hatice'den ikisi erkek, 4'ü kız olmak üzere 6 çocuğu dünyaya geldi. Erkek çocuklarının isimleri; Kasım ve Abdullah'tır. Kız çocuklarınınki ise; Zeynep, Rukiyye, Ümmügülsüm ve Fâtıma'dır. 
 
   Hz. Muhammed (s.a.s.) 40 yaşına gelince Allah Teâlâ, O'nu peygamberlikle görevlendirdi. Nübüvvet, yani peygamberlik görevini karşılaştığı çok çetin engel, eziyet ve işkencelere rağmen kesintisiz olarak tam yirmiüç yıl sürdürdü.

   Doğruluk ve dürüstlüğü, inanan ve inanmayan herkes tarafından kabul edilmişti. Bu sebepten O'na; "Doğru" anlamına gelen "El-Emîn" denilmişti. O, Peygamber olmadan önce de doğru, dürüst, çalışkan, herkesin özendiği ve imrendiği bir kişi idi.

   İlk vahiy yani Peygamberlik mesajı "Oku" emriyle "Hira" dağında gelmiştir. Bunun üzerine O, insanları Hakk'a, doğruya, iyilik ve güzelliğe davet etmiştir. İnsanlara bir tek olan Allah'a inanmalarını, putlara tapmamalarını emretmiştir. 

   Peygamber Efendimiz (s.a.s.)'e ilk inananlar arasında eşi Hz. Hatice, en yakın dostu Hz. Ebû Bekir, Amcası Ebû Tâlib'in oğlu Hz. Ali ve manevî evlâdı Zeyd yer almıştır. 

   Kaynakların verdiği bilgiye göre, üç yıl içinde Müslümanların sayısı 30'u bulmuştur. Müslümanların sayısı arttıkça inanmayanlar öfkeleniyordu. Gün geldi Peygamber Efendimize ve Müslümanlara karşı eziyet ve işkencelerini artırdılar. Eziyet ve işkenceler dayanılmaz bir hal alınca da M.S. 622 yılının Nisan ayında Peygamberimiz ve Müslümanlar Medine'ye göç etmek zorunda kaldılar. Bu göçe İslâm tarihinde "Hicret" adı verilir. Medineli Müslümanlar Mekke'den gelenlere kucak açtılar. Bağ ve behçelerini bölüştüler. Tarihte eşine rastlanmayan çok güzel bir yardımlaşma ve dayanışma örneği ortaya koydular. Mekke'den Medine'ye göç edenlere "Muhacir", onlara yardım eden Medineli Müslümanlara da "Ensar" adı verildi.

   Peygamber Efendimiz (s.a.s.) Medine'de on yıl kadar yaşadı. İslâm'ın Mekke ve tüm Arap yarımadasına yayılmasını sağladı. 632 yılında Allah Teâlâ'nın rahmetine kavuştu.

   İnsanlık âlemi medeniyet ve yükselişi Peygamber Efendimize (sallallahu aleyhi ve sellem) borçludur. Çünkü O, tüm insanî değer ve faziletleri bizzat hayatında yaşayarak insanlara, bilhassa Müslümanlara en güzel örnek ve önder olmuştur.

   Ne mutlu Peygamber Efendimize inanan, O'nu seven ve O'nun yolunda olanlara!..